Şiirler
Yazar Administrator   
Pazartesi, 12 Kasım 2007
11771 kişi okudu

Şiir köşemiz açılmıştır. Şiirlerinizi bekliyoruz. Bu mail adresi spam botlara karşı korumalıdır, görebilmek için Javascript açık olmalıdır   a gönderebilirsiniz.

-------------------------------------------

İbrahim İNAÇ bey in şiirleri

-------------------------------------------

M.Samet Akgün Şiirleri

-------------------------------------------

Faruk Kaygısız Şiirleri

-------------------------------------------

erken kalktım bu sabah
hava da güzel dışarıda
çıkıp dolaşırım dedim biraz
evde oturacak değilim ya !
bir tebessüm yerleştiririm
dudağımın sol kenarına
rast makamında
dolaşırım gönül şen
yüreğim çelebi
deniz kenarlarında turlarım
belki sana da rastlarım

yok..yok
tanırsın beni ilk görüşte
pek değişmediğimi söylüyorlar
günahları boynuna
kitaplar devirdim,sayfalar çevirdim
gözönümde hayaller
aynı yüz
kullanıyorum hala
ellerim bildiğin eller
uzağı iyi göremiyorum pek ama
ayrı hava verdi gözlükler
eskisi gibi parasızım yine
cebimde hala aysonu telaşı
haram lokma geçmemiş ki boğazımızdan
ne olacak işte emekli maaşı
istersen bir banka otururuz
denize karşı.
birer sigara yakar
öncelerden konuşuruz
elbet sözün ucu,
dokunur aşka
ha!
işin varsa o başka
Kaan Tarhanacı

Atatürk

Şimdi bir deniz varsa pamuk tarlaları rüzgarlar altında
Şimdi bir tiren geçiyorsa ovalardan
Buğday sarısı güneşte şimdi bir kuş uçuyorsa
şimdi bir bayrak dalgalanıyorsa aylı yıldızlı
Yaşamak bunun için güzel
Yaşamak bunun için büyük sevgili Atatürk

Kaan Tarhanacı

-------------------------------------

Hayır

bu döşeği sen mi serdin elin dert görmesin ana
ana uyuyacağım ninni çağır danalar girsin bostana
çetin bir yörük kızı hoyrat murat dağı´ndan
bir papatya getirsin bir gelincik getirsin
elimden tutsun beni metristepe´ye götürsün
gönlümce bir hu diyeyim hısımım ali osman´a
yamacına yöresine rüzgarlı camlar dikeyim

bu höşmerimi sen mi ettin eline sağlık ana
ana lokma dökelim aşure kaynatalım
hayır dağıtalım hayır ali osman dayıma
ördüğün bu çorabı sağlıcakla giyiyorsam
tuzladığın bu ayranı afiyetle içiyorsam
tuttuğun bu yoğurdu yoğurduğun bu ekmeği
kaynattığın bu bulguru çalakaşık yiyorsam
etime ve sütüme ineğimin ıslıklı memelerine
kabıma kaçağıma toprağıma bu benim diyebiliyorsam
ali osman dayımın yoksul yüreği bunun bedeli

metristepe göğüne uğru yıldız uğramaya
ana bu benim yüreğim hısımım ali osman´ın yüreği

Attila İlhan

----------------------------------------------

Arıyorum

Karamanoğlu Mehmet Bey'i arıyorum
Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?
Bir ferman yayınlamıştı;

'Bu günden sonra, divanda, dergahta, bargahta, mecliste,
meydanda Türkçe'den başka dil konuşulmaya' diye,

Hatırlayanınız var mı?
Dolanın yurdun dört bir yanını,
Çarşıyı, pazarı, köyü, şehiri,
Fermana uyanınız var mı?

Nutkum tutuldu, şaşırdım, merak ettim,
Dolandığınız yerlerdeki Türkçe olmayan isimlere,
Gördüklerine, duyduklarına üzüleniniz var mı?

Tanıtımın demo, sunucunun spiker,
Gösteri adamının showmen, radyo sunucusunun diskjokey,
Hanım ağanın first lady olduğuna şaşıranınız var mı?

Dükkanın store, bakkalın market, torbasının poşet,
Mağazanın süper, hiper, gros market,
Ucuzluğun damping olduğuna kananınız var mı?

İlan tahtasının bilboard, sayı tabelasının skorboard,
Bilgi alışının brifing, bildirgenin deklarasyon,
Merakın, uğraşın hobby olduğuna güleniniz var mı?

Bırakın eli, özün bile seyrek uğradığı,
Beldelerin girişinde welcome,
Çıkışında goodbye okuyanınız var mı?

Korumanın, muhafızın body guard,
Sanat ve meslek pirlerinin duayen,
İtibarın, saygınlığın prestij olduğunu bileniniz var mı?

Sekinin, alanın platform, merkezin center,
Büyüğün mega, küçüğün mikro, sonun final,
Özlemin, hasretin nostalji olduğunu öğreneniniz var mı?

İş hanımızı plaza, bedestenimizi galeria,
Sergi yerlerimizi center room, show room,
Büyük şehirlerimizi mega kent diye gezeniniz var mı?

Yol üstü lokantamızın fast food,
Yemek çeşitlerimizin menü,
Hesabını adisyon diye ödeyeniniz var mı?

İki katlı evinizi dubleks, üç katlı komşu evini tripleks,
Köşklerimizi villa, eşiğimizi antre,
Bahçe çiçeklerini flora diye koklayanınız var mı?

Sevimlinin sempatik, sevimsizin antipatik,
Vurguncunun spekülatör, eşkiyanın mafya,
Desteğe, bilemediniz koltuk çıkmaya sponsorluk diyeniniz var mı?

Mesireyi, kır gezisini picnic,
Bilgisayarı computer, hava yastığını air bag,
Eh pek olasıcalar, oluru, pekalayı okey diye konuşanınız var mı?

Çarpıcı, önemli haberler flash haber,
Yaşa, varol sevinçleri oley oley,
Yıldızları star diye seyredeniniz var mı?

Vırvırık dağının tepesindeki köyde,
Cafe shop levhasının altında,
Acının da acısı kahve içeniniz var mı?

Toprağımızı, bayrağımızı, inancımızı çaldırmayalım derken,
Dilimizin çalındığını, talan edildiğini,
Özün el diline özendiğine içiniz yananınız var mı?

Masallarımızı, tekerlemelerimizi, atasözlerimizi unuttuk,
Şarkılarımızı, türkülerimizi, ninnilerimizi kaybettik,
Türkçemiz elden gidiyor, dizini döveniniz var mı?

Karamanoğlu Mehmet Bey'i arıyorum,
Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?
Bir ferman yayınlamıştı...
Hayal meyal hatırlayıp da, sahip çıkanınız var mı?
 

Yusuf Yanç


Perşembe, 06 Mart 2014 de son kez okundu
Son Güncelleme ( Cuma, 19 Haziran 2009 )