BİLECİK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ BELLİ OLDU
Yazar M.Samet AKGÜN   
Çarşamba, 26 Aralık 2007
5059 kişi okudu
bilecikunilogo.gif

 Cumhurbaşkanı Gül, YÖK'ün önerdiği adaylar arasından 4 üniversiteye rektör ataması yaptı. Bir üniversitenin rektörü 2. kez atanırken, 3 üniversiteye yeni rektör atandı.

 

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanı Gül'ün Yüksek Öğretim Kurulunun önerdiği adaylar arasından,

Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü'ne yeniden Prof. Dr. Süleyman Okudan'ı,

Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğü'ne Prof. Dr. Uğur Erdener'i,

Galatasaray Üniversitesi Rektörlüğü'ne Prof. Dr. Ethem Tolga'yı,

Bilecik Üniversitesi Rektörlüğü'ne de Prof. Dr. Azmi Özcan'ı atadığı belirtildi.

www.haber11.net 'in haberi aşağıda yer almaktadır.

 

Bilecik Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Azmi Özcan getirildi.

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Yüksek Öğretim Kurulunun önerdiği adaylar arasından Bilecik Üniversitesi Rektörlüğü'ne  atadığı belirtildi.

İlimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyoruz.

 

Rektör Adayı Prof. Özcan‘Hep birlikte Bilecik’in geleceğini inşa edeceğiz’

Bilecik Üniversitesi Rektörlük seçiminde süreç devam ederken, rektör adayları da faaliyetlerine hız verdi. Rektörlük için en güçlü aday olarak gösterilen Prof. Dr. Azmi Özcan'da, Bilecik'e gelerek mülki amirleri ziyaret etti ve akşam da Bilecik Üniversitesi'ndeki akademisyenlerle yemekte biraraya gel di.

Polisevi'nde verilen yemeğe ilimizde bulunan Öğretim Üyelerinin tamamına yakını katılırken, Rektör Adayı Prof Dr. Azmi Özcan kendisini tanıttı ve nasıl bir üniversite istediğini anlatarak Öğretim Üyelerinin sorularını cevapladı. Yaklaşık 25 yıldır Üniversite camiasının içinde olduğunu, birçok üniversitede görev aldığını belirten Prof. Özcan, Bilecik Üniversitesi'nden bir grup Öğretim Üyesi'nin kendilerine ricada bulunması üzerine aday olduğunu belirtti ve “Daha önce memleketim olan Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi'ne rektör olmam istenmişti. Ancak bu konudaki çalışmalar Anayasa Mahkemesinden dönünce kaldı. Bunun ardından da Bilecik gündeme geldi ve aday oldum” dedi.

Seçilmesi halinde ilk fırsatta evini Bilecik'e taşıyacağını kaydeden Özcan; “İlmi çalışmalarım ve devletimin verdiği görevler gereği haftanın en az 2 günümü yurt dışında geçiriyorum. Ancak, taşıma suyla değirmen dönmez. Bu yüzden en makul zamanda evimi de Bilecik'e taşıyacağım. Aksi halde herkese karşı bir nezaketsizlik olur” dedi.

Tıp Fakültesi kurulmalı

Nasıl bir üniversite hayal ettiğini de anlatan Prof. Özcan, akademik açıdan özgürlükçü, güven ortamı oluşmuş, insan sevgisini ön planda tutan bir üniversite hayal ettiğini, görev verilmesi halinde bunu hayata geçirmek için var gücüyle çalışacağını vurgulayarak, teknik olarak da yeni bölümlere ilişkin bilgi verdi.

Üniversitenin halkla kaynaşması için, halkın somut olarak yararlanabileceği bölümlerin önemli olduğunun altını çizen Özcan; “Şu anda mevcut bölümlerin yanı sıra Fen Edebiyat ve Mühendislik fakülteleri açılacak. Ancak, bu fakültelerin direk olarak halkla bir ilişkisi yok ve şehrin gelişimine direk             

katkısı yok. Bana göre, Bilecik'te öncelikle bir Tıp Fakültesi hayata geçirilmeli. Halkın ilkindeki üniversiteden somut olarak yararlanabilmesi için Tıp Fakültesi lazım. Bunun yanı sıra, Bilecik'in potansiyelleri doğrultusunda da bölümler açılmalı ve şehrin gelişimine direk olarak katkı sağlanmalı. Bilecik önemli bir tarım şehri Ziraat Fakültesi olabilir, yeraltı kaynakları çok Jeoloji Mühendisliği olabilir, madenleri bol Madencilik Fakültesi olabilir. Bunları ilerleyen dönemde müşterek olarak kararlaştırma imkanı mevcut” diye konuştu.

Roma ve İstanbul neyse Bilecik'te o

Bilecik'in her açıdan önemli bir potansiyeli olduğunu, bu potansiyelin değerlendirilmemesi için hiçbir neden olmadığını belirten Özcan, Bilecik evrensel bilginin ve gelişmiş şehirlerin tam ortasında. Bilecik'ten İstanbul'a ve diğer büyük şehirlere ulaşmak çok kolay. Bu imkanı kullanmak lazım. Bilecik Üniversitesi'ne yakın çevreden önemli bilimadamları gelerek ders verebilir. Her hafta bir sempozyum, panel ve konferans düzenlenerek ilmi tartışmalar yapılabilir, halkın istifadesine sunulabilir. Bilecik, tarihte büyük başarılara imza attı. Tarih ve kültür anlamında Bilecik'e değer atfeden birisiyim. Bu potansiyelin değerlendirilmesi lazım. Kültür ve medeniyette Roma, İstanbul, Edirne neyse Bilecik'te odur.” dedi.

Tarihi sorumluluk altındasınız

Yeni bir üniversite kurmanın zorluğuna dikkat çeken Prof. Özcan, bunun yanı sıra yeni bir heyecanın da bulunduğunu belirterek, tarihin mevcut kadroya bir gelenek inşa etme görevi verdiğini belirterek tarihi sorumluluklarına dikkat çekti. Kendisi göreve gelsin gelmesin Bilecik'e kurulacak Üniversitenin önemli olduğunu ifade eden Özcan; “Amacımız bağcıyı dövmek değil üzüm yemek ve bu üzümü ilimize ve memleketimize sunmaktır. Bunu Bilecik tarihte yaptı. Eğer biz de bunu yapabilirsek tarih bizi ölümsüzleştirir. Bu yüzden adımlar sağlam atılmalı. Bilecik üniversitesinin ülke içinde ve uluslararası camiada yerini alabilmesi için bu adımlar çok önemli. Yönetim üniversitede ortam sağlar ve akademik kadroda bu ortamı değerlendirerek, en kaliteli bilgiyi insanlığın hizmetine sunar. Biz bunu başarmak için aday olduk” şeklinde konuştu.

Ümeranın kesesi

İlmin olabilmesi için 3 kritere dikkat çeken Prof. Özcan; “Eskiler ilmin olabilmesi için 3 şarttan bahsederlerdi. 'Talebenin hevesi, hocanın nefesi ve ümeranın kesesi' şeklinde formüle edilen bu şartların oluşması için çaba harcayacağız. Üniversite olarak hevesli ve kaliteli öğrenciler bulacağız, sizler bunları eğiteceksiniz, Bilecik'te bunu ekonomik olarak destekleyecek. Bu üçlü sacayağanı bir araya getirdikten sonra başarılı bir üniversite kurmak mümkün” dedi.

Ümeranın kesesi konusunu açan ve kaynak Üniversite için nasıl kaynak bulacağını anlatan Prof. Özcan; “Tabi ki her şey hesap kitap meselesi. İlk kaynak genel bütçeden ayrılan paydır. Bunun yanı sıra Devlet Planlama Teşkilatı kaynakları ve dış kaynaklar var.

Eğitime yapılan yatırım vergiden düşüldüğü için işadamlarıyız var. Yerel kaynaklarımız var. Bu kaynakların iyi değerlendirilmesi kuruluş aşamasındaki maddi sorunların ve fiziki yapılaşmanın kolay olmasını sağlar. Yerel yönetimlerle ve dinamiklerle koordineli çalışmada çok önemli” dedi.

Dünyada söz sahibi olmak isteyen her ülkenin bir şekilde Türkiye ile ilişki kurmak zorunda olduğunu hatırlatan Özcan, bu cazibeyi kullanmanın da önemli bir kaynak olduğuna dikkat çekti.

Adalet, liyakat, özgürlük ve sevgi

Üniversitenin yönetiminde, özellikle de akademik anlamda adalet, liyakat, özgürlük ve sevginin önemine dikkat çeken Özcan, temel yönetim anlayışının bu olduğunu, bundan sapma olduğunda uyarılmaya ve yanlışını düzeltmeye de hazır olduğunu belirterek; “Üniversitede sevgi ve güven ortamı olmadığı sürece başarıdan sözetmek mümkün değil.

Temel değerlerde sapma olmadığı sürece, insanlar tercihlerinden, değerlerinden ve ailelerinden gelen özellikleri nedeniyle yargılanamaz. Akademik özgürlükler çok önemli. Nasıl ki Milletvekilliği dokunulmazlığı var aynı şekilde akademik dokunulmazlık da olmalı. Kimse Bilimsel çalışmalarından dolayı yargılanmamalı bu konuda çalışma yapmalıyız. Bir aile ortamı içerisinde olmalı ve üniversiteyi bu anlayışla yönetmeliyiz. İlim çevresinde 'idareci ümeranın tensibiyle seçilir' kuralı vardır. Bu ilime verilen değeri gösterir. Bu yüzden, ben sizlerin oylarına değil dostluklarına talibim. Bilecik için, ülkemiz için hayırlısı neyse o olsun” dedi.

Karşılıklı soru cevap içerisinde geçen yemekte, Öğretim üyelerinin sorularına tek tek cevap veren Prof. Dr. Azmi Özcan'ın yemeğine oy kullanacak 36 Öğretim Üyesi'nden 30'a yakını katıldı.   

İlk kez bir Rektör adayı böyle yemek düzenlerken, öğretim üyeleri de Özcan'a teşekkür ettiler.



de son kez okundu
Son Güncelleme ( Salı, 01 Ocak 2008 )