İnsanları Olduğu Gibi Kabul Etmek
Yazar msakgun   
Pazar, 06 Temmuz 2008
4882 kişi okudu
oldugu_gibi_kabul_etmek.jpg


İnsanlar hayatın içersinde bazen çevresindeki insanları değiştirme çabasına girerler. Aslında belli bir yaşa gelmiş bir insanı değiştirmek her ne kadar imkansıza yakınsa da insan yine de belki de elinde olmadan çevresindeki insanları değiştirmeye ve onları kendi kafalarındaki kalıplara sokmaya çalışırlar. Çoğu zamanda bu değiştirme çabası güç mücadelesi şekline ve kişilik çatışmasına dönüşür. Bu çatışmadan bir sonuç çıkması veya uzlaşılması da genelde pek mümkün değildir.

İnsanları değiştirme çabası pek çok alanda olabilir. İnsanlar birlikte oldukları sosyal ortamlarda sevgililerinin, eşlerinin, anne- babalarının, çocuklarının, iş arkadaşlarının, dostlarının, kardeşlerinin farklı yönlerini değiştirme çabasına girebilir. Değiştirme çabasında değiştirilmeye çalışılan şeylerde çok değişik şeyler olabilir; fiziksel anlamda da olabilir, yaşam tarzı , kişilik yapısı veya davranışsal anlamda da olabilir.

Özellikle evli çiftler ve sevgililer arasındaki en sık karşılaşılan çatışma ve sorunlarda iki tarafın birbirini olduğu gibi kabul etmekten ziyade karşı tarafı kendi istediği yönde değiştirmeye çalışması, hatta zaman zaman değişmeye zorlaması yatar. Kendi istediği doğrultuda değiştirmeye çalışılan özellik eğer kişinin zaman içersinde veya çocukluktan beri bir davranış şekli haline gelmişse; bu davranış şeklini değiştirmek neredeyse o insanın kişiliğini, yaşam tarzını, hayata bakışını değiştirmeye eşdeğerdir ve genel anlamda da hiç kimsenin kimseden böyle bir şey istemeye veya böyle bir şey beklemeye hakkı da yoktur. Zaten böyle bir şeyi yapmak da çok zor olmaktan öte neredeyse imkansızdır.

Bir insanın yaşam tarzını, alışkanlıklarını ve sahip olduğu kişilik özelliklerini ne eşi, ne sevgilisi, ne çocuğu, ne de anne -babası için değiştirebilmesi mümkün değildir.Burada önemli olan herkesin o kişiyi mevcut özellikleri, kişiliği, davranış şekilleri olarak ne kadar kabul edip, tolore edip edemediğidir. Eğer bir insanın sizin kabul edemediğiniz, tolore edemediğiniz özellikleri ve alışkanlıkları varsa o zaman o özelliği değiştirmekten ziyade o kişi ile olan ilişkinizi gözden geçirip o ilişkiyi o kişinin mevcut özellikleri ile birlikte, mevcut şekilde devam edip edemeyeceğinize karar vermeniz gerekir. Birlikte olduğunuz kişi sizin hassas olduğunuz bazı konularda daha dikkatli olabilir, saygılı davranabilir bunu isteyebilirisiniz ve bekleyebilirsiniz ama sizin için sizden önceki davranış şeklinden, alışkanlıklarından ve kişilik özelliklerinden vazgeçmesini istemek ve beklemek hiç mantıklı bir yaklaşım değildir.
Birisi ile birlikte olmaya başlarken şayet o kişi sigara içiyorsa sizinle birlikte olmaya başladıktan sonra sigara içme alışkanlığından vazgeçmesini beklemeye asla hakkınız olamaz. Bu konuda ki sigara içen birisi ancak birlikte olduğu kişinin bu konudaki hassasiyetine saygı gösterip sigara içerken daha dikkatli davranabilir ve belki zaman zaman başka ortamlarda içerek birlikte olduğu kişinin bu anlamdaki rahatsızlığını azaltmaya çalışabilir. Burada eğer bir kişi çıkıp da ben sigara konusunda çok hassasım ve sigara içen birisiyle birlikte olamam diyorsa buna da hiç kimse bir şey söyleyemez, insanların bazı konularda çok ciddi hassasiyetleri olabilir. Herkes de bu hassasiyeti saygı ile karşılamak zorundadır. O zaman eğer bir konuda bir insan bu kadar hassas ise birlikte olacağı kişiyi seçerken bunu göz önünde bulundurmak zorundadır. Sigara içtiğini bile bile birisi birlikte olup, hatta evlenip sonra da ona sigara konusunda baskı uygulamaya ve sürekli bunu bir gerginlik haline getirmeye ve bu şekilde karşı tarafın psikolojisini bozmaya kimsenin hiçbir şekilde hakkı olamaz. Yine aynı şekilde birlikte olduğunuz veya evlendiğiniz kişi eğer sizi rahatsız edecek, sizin gözünüze batacak derecede kilolu ise; evlendikten sonra o kişiye kilo vermesi konusunda psikolojik baskı yapılamaz. Sigara alışkanlığı , yemek alışkanlığı gibi şeyler insanlar için kolay kolay değiştirilebilen, vazgeçilebilen alışkanlıklar değildir.Yine aynı şekilde alkol kullanma alışkanlığı olmayan birisinden alkol kullanmasını beklemek veya bir erkeğin evlendikten sonra birlikte olduğu kişiyi kendi inançları doğrultusunda, tesettür şeklinde örtünmeye zorlamaya hakkı yoktur. Herkes karşısındaki kişinin her konudaki bakış açısına saygı duymak, onu olduğu şekilde kabul etmek zorundadır, onu asla kendi istediği veya düşündüğü gibi düşünmeye ve davranmaya zorlamaya hakkı yoktur.

Ancak bu hiçbir şekilde çiftler beraber olurken kendi kişiliklerinden, alışkanlıklarından, yaşam tarzlarından taviz veremez, hiçbir şekilde değişemez anlamına gelmez. İnsanlar bu konuda da esnek olmalıdır.Ama birlikte olduğu kişinin mutluluğu için elinden gelen şeyleri yapabilmelidir.Bunu yaparken de yaptığı şey kendisini asla hiç bir şekilde mutsuz edecek, kendi üzerinde stres yaratacak ve psikolojisini bozacak, kendi yapısı ile asla bağdaşmayacak, kendisini kötü hissettirecek bir şey olmamalıdır. Birlikte olduğunuz kişi saç konusunda hassas olabilir ve uzun saç sevebilir eğer bunu yapmak bir kadını sıkıntıya sokmayacaksa sevdiği, birlikte olduğu kişi için saçlarını uzatabilir.Bu son derece hoş bir şeydir. Benzer şeyleri bir erkek de yeri geldiğinde yapabilmelidir.

İnsanlar başkalarını olduğu gibi kabullenmenin yanında kendilerini de olduğu gibi kabullenmek zorundadır.
Herkes kendi kişilik yapısı ve yaşam tarzı doğrultusunda bazı şeyleri yapar veya yapmaz. Hayatta vermiş olduğumuz kararlar da genellikle kendi kişilik yapımıza uygun şekilde verilir. Bunu göz ardı edip insanın kendisine haksızlık etmesi de doğru değildir. Belli bir olayda aslında yapılması gereken doğru şeyi bilmenize rağmen kendi kişiliğiniz buna uygun olmadığı için aksi yönde bir şeyler yapabilirsiniz. Böyle durumlarda insanın kendisini acımasızca eleştirmesi de doğru değildir çünkü o kişinin kişilik yapısı o durum için öyle davranmayı gerektirmiştir ve o yüzden öyle davranmıştır. Bu da insanın kendisini olduğu gibi kabullenmesi gerekliğinin başka bir boyutudur ve asla göz ardı edilemez.

Her şeyden önemlisi insanlar huzurlu ve uyumlu bir birliktelik için emek vermek, çaba sarf etmek zorundadır.Emek vermeden ve fedakarlık yapmadan insanlar mutlu bir birliktelik oluşturamaz ve devam ettiremez. Değişim konusunda da herkes esnek olmak zorundadır ve olumsuz yönlerini gerektiğinde yontabilmelidir. Dirençli bir şekilde bildiğini okumak ve inatla bunu devam ettirmek de ilişkileri yıpratmaktan ve insanları birbirinden uzaklaştırıp soğutmaktan başka bir işe yaramaz. İnsanların sosyal ilişkilerinde karşısındaki insanların hassasiyetlerine ve kişiliklerine saygı duyması, onları kırmamaya ve incitmemeye dikkat etmesi ve konuda gereken özeni göstermesi gerekir. Bir insanı kaybetmek çok kolaydır, en ufak olumsuz bir davranış, bir söz bile o insanın sizin ile ilgili olumlu düşüncelerini silip atabilir. Bir insanı kazanmak ise çok çok zordur. Uzun zaman, emek ve fedakarlık ister. Güven oluşturmadan bir insanın sevgisini asla kazanmak mümkün değildir. Herkes her türlü ilişkisinde eğer çevresindeki insanları kaybetmek istemiyorsa bunların bilincinde olarak sorumlu bir şekilde davranmasını bilmek zorundadır. Bunu bilmemenin sonuçlarını kabullenmek ve bedelini ödemek çok daha ağır ve zordur.


Pazar, 14 Nisan 2013 de son kez okundu