Başbakan Erdoğan, Bozüyük-Mekece-Adapazarı Bölünmüş Yolun Açılışını Yaptı
Yazar Administrator   
Pazartesi, 25 Ocak 2010
5138 kişi okudu
basbakan-erdogan-bozuyuk-mekece.jpg

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Bozüyük-Mekece-Adapazarı bölünmüş yolun açılışını yaptı. Erdoğan, "Yolumuz medeniyet basamaklarını çıkışta önemli bir merhale olacaktır." diye ifade etti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 7 yıl önce temellerini attığı 86 km'lik Bozüyük-Mekece-Adapazarı bölünmüş yolunun açılışını Bilecik'in Bozüyük ilçesinde yaptı. Erdoğan, "Açılışını yaptığımız bu yolları yaparak ülkemize çok ciddi tasarruflar sağladık. Ama bunlardan çok daha önemli bir boyutu var. Biz istedik ki Türkiye'nin karayolları ölüme yolculuk olmasın, umuda yolculuk olsun. Biz istedik ki yollar hasreti dindirsin ve gönülleri birbirine kavuştursun." şeklinde konuştu.

BOZÜYÜK-MEKECE DUBLE YOLUNUN TEMELİ 2003'DE BAŞBAKAN ERDOĞAN TARAFINDAN ATILMIŞTI.

Marmara, Ege, İç Anadolu ve Akdeniz bölgelerini birbirine bağlayan, endüstri ve tarım ürünleri taşımacılığının en yoğun olduğu Türkiye'nin önemli ana arterlerinden olan ve günde yaklaşık 18 bin aracın geçtiği Bozüyük - Mekece duble yolunun temelleri 2003 yılında Başbakan Erdoğan tarafından Bozüyük'te atılmıştı. Bu törenin ardından başlayan çalışmalar, düşük fiyat ve Dolar kuruna takılınca çalışmalar durmuştu. Çıkarılan fiyat düzenleme kararnamesi ile müteahhitlere ek ödenek verilince çalışmalar hızlandı ve yol kısa bir sürede bitirildi.

Başbakan Erdoğan, açılış töreninde yaptığı konuşmasına, "Açılışını gerçekleştirdiğimiz Bozüyük-Mekece-Adapazarı bölünmüş yolunun başta Bilecik, Sakarya, Bursa, İstanbul, Kütahya, Eskişehir ve tüm milletimize hayırlı olmasını Allah'tan temenni ediyorum." diyerek başladı. Ölüm virajları adıyla kötü bir şöhret kazanmış bu yolun adeta kaderinin değiştiğini ifade eden Erdoğan, bu açılışla birlikte Türkiye genelinde bölünmüş yollarda çok önemli bir sorunun da geride kaldığını söyledi. Kronik hale gelmiş, sıkıntılı bir güzergâhı da sıkıntı olmaktan çıkarttıklarına işaret eden Erdoğan, bu yollarda 7 yılda çok büyük bir gayretle 23 katrilyon Türk Liralık yatırım gerçekleştirdiklerini hatırlattı. 11 bin 400 kilometre yeni bölünmüş yol inşa ettiklerine işaret eden Erdoğan, 79 senede 6 bin kilometre yol yapıldığını, kendi hükümetlerinin ise 7 senede 11 bin kilometre yol yaptığını söyledi. Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Şu anda ekranları başında bizleri izleyenler var, fakat bu ekranlar kısıtlı ha onu söyleyeyim. Şu muhteşem töreni veren medya var, bir de vermeyen medya var. Bu heyecanı paylaşanlar var, paylaşamayanlar var. Dün ElmadağSakarya'dan Pamukova'dan gelip de bu ölüm rampalarından nasıl geçiyorduk. Ama şimdi huzurlu ve güvenli bir şekilde geçeceksiniz. Geçmişteki sıkıntıları yaşamadan geçeceksiniz. Biz bütün bu çalışmalarımızı sizin için yaptık. Çünkü bizim size aşkımız var. Biz dertliyiz. Biz bu yollardan, annelere oğullarının acı haberleri gelmesin diye bu adımları attık. rampalarının açılışını yaptık, fakat 5 tane televizyon kanalı verdi. Diğerleri veremediler. Diğerleri anca bir yerde olumsuzluk olunca onu veriyor. Ya sizin, bu ülkede yapılan hizmetleri paylaşmak gibi bir heyecanınız yok mu? Bu yollar bundan 10 yıl önce ne idi şimdi ne?

Şu anda Türkiye'de bölünmüş yol uzunluğunu 17 bin 500 kilometreye ulaştırmış durumdayız. Bazıları bu yollardan geçecekler ve baktıkları halde göremeyecekler. Hatta bazıları bu yolları biz yaptık diyecekler. Bizim için onlar önemli değil bizim için asıl olan sizlersiniz. Sizin ne diyeceğiniz önemli. Türkiye'de bu şekilde bir çok projeye imza attık ve hızlı tren projesiyle Türkiye'yi hızlı tren kullanan dünyada 8 ülke arasına aldık. "

"BU YOLLARI YAPARAK ÜLKEYE ÇOK CİDDİ TASARRUFLAR SAĞLADIK"

"İnanç öyle bir şeydir ki tekeden bile süt çıkartır. Önce inanacaksın, inanmadan başaramazsın" diyen Erdoğan, bu anlayışla yola çıktıklarını ve 7 senede şehirleri birbirine, ülkeyi de dünyaya çağdaş, modern ve kaliteli yollarla bağladıklarını kaydetti. Bu yolların maddi ve manevi sağlayacağı çok faydalar olduğuna dikkat çeken Başbakan, bu yolları yaparak ülkeye çok ciddi tasarruflar sağladıklarını söyledi.

Erdoğan, "Ama bunlardan çok daha önemli bir boyutu var. Biz istedik ki Türkiye'nin karayolları ölüme yolculuk olmasın, umuda yolculuk olsun. Biz istedik ki yollar hasreti dindirsin ve gönülleri birbirine kavuştursun. Biz istedik ki yolun sonunda mutlu son olsun. Bunu başarmış olmanın sevincini, heyecanını ve memnuniyetini yaşıyoruz. Bu virajlarda nice canlar yandı. Nice vatandaşımız sıcak yuvalarına kavuşamadı. İşte yol bunun için önemli. Nice kardeşimiz sakat kaldı. Bizim amacımız bu yoldan huzurlu ve mutlu bir şeklide geçtikten sonra bir 'Allah razı olsun' deyin yeter. Hatırlıyor musunuz, biz bu yola çıkarken biz Ferhatız demiştik, milletimize de siz de Şirinsiniz demiştik. Biz de size ulaşmak için Ferhat gibi dağları deldik. İşte Bilecik'teki Ertuğrulgazi Tüneli, İşte Osmangazi Tüneli. Sadece burada değil Bolu Dağı'nı da deldik, Karadeniz'de 12 tane dağı delip tünel açtık. Mesele, millete olan aşk ve sevda. Biz milletimize efendiliğe değil, milletimize köle olmaya geldik. Biz milletimizin hizmetkârıyız. Bizim farkımız bu. Biz milletimizin hizmetkarıyız derken bunu kimseye istismar etmeyiz."

"HÜKÜMETİ MİLLET GETİRİR VE MİLLET GÖTÜRÜR"

Diğer yandan, "Biz toplu grevle hükümeti bile deviririz" diyen Tekel işçileri ve sendikalarına seslenen Başbakan Erdoğan; şöyle devam etti: "Bunlarla ilgili yasal mücadelemizi vereceğiz, fakat bir hükümeti sendikalar getirmez, hükümeti millet getirir ve millet götürür. Kimse bunun dışında kendinde yetki bulmasın. Biz bu ülkede sivilleşmenin mücadelesini veriyoruz. Sivil diktatorya bizimle birlikte bu ülkede son buldu. Diğer mafya ve çete diktalarının son bulduğu gibi. Bakın bir çok şey sükun ediyor ama niye, dedik ya işe başlarken bütün yokluk, yolsuzluk ve bütün bunlarla mücadele dedik.

Tekel tütün depolarını biz çoktan vermiştik, fakat bize 6 ay daha uzatalım diye rica ettiler, fakat biz bunu 2 yıl uzattık ve herhangi bir iş yapılmıyor orada. 2-3 tane tütün deposunda iş var diğerlerinde yoktu, fakat biz maaşlarını verdik. İş ihbar tazminatını ve kıdem tazminatını veriyoruz ve bunun yanında da bizden önce olmayan 4c olayını başlattık. Bu 4c ile daha önceden asgari ücret veriliyordu. Biz bir çalışma daha yaptık ve ilkokul mezunlarına 750 TL civarında bir maaş, lise 850 TL civarında bir maaş ve üniversite mezunlarına da 938 TL maaş tahakkuk ettik. Tazminatların dışında bunları veriyoruz ve her tazminatın ortalaması 40 bin Türk Lirası'nı buluyor. Yıllık tazminat sürelerini de 10 aydan 11 aya çıkardık. Bütün bunlara rağmen biz 4c'yi kabul etmiyoruz dedikleri gibi istediğimiz oldu, olmadı, biz greve devam edeceğiz dediler. Biz bu ülkede milletimizin bize emanet ettiği kasayı soyduramayız. Hiç kimseye çalışmayacağı halde daha fazla ücret veremeyiz. Bozüyük'teki TMSF'ye geçmiş olan özel kuruluş Toprak Kağıt Fabrikası'ndaki işçilerin mağduriyetiyle alakalı müsteşarıyla görüştük ve en kısa zamanda bu mağduriyet de giderilecek."

 


Perşembe, 06 Mart 2014 de son kez okundu